EN SON NE ZAMAN BAKMIŞTIK BİRBİRİMİZE BÖYLE?

 

EN SON NE ZAMAN BAKMIŞTIK BİRBİRİMİZE BÖYLE?

    Çocuk gibi hevesle geniş basamaklardan yukarı kıvrılışını izledim, bir dakika geçmeden yorulup başını omzuma yaslayarak çok sigara içtiğini çocuk gibi itiraf edişini dinledim. Benden kaçar gibi uzaklaşıp onu kucağında yukarı çıkartacak bir erkeğe ihtiyacı olduğunu haykırışına, yorulup aniden ahşap merdivene dolgun kalçasıyla otururken beni işveyle yanına çağırışına, sağ koluyla beni sıkıca kavrayıp alaçakır gözlerini koynumda yumarken derin derin nefes alışına zevkle katlandım. Tepeye çıkar çıkmaz siyah gömleğinin üst düğmelerini ve mercan saçlarını açışına, iğde kokusu eşliğinde kollarını iki yana gererek şen şakrak koşuşuna, dudaklarımın arasına yerleştirdiği “Marlboro”yı elindeki sigarayla içimi kavururcasına kıpkırmızı yakışına, sigarayı tuttuğu narin parmaklarıyla rastgele bir yerleri gösterip “Burası neresi, burası neresi?” deyişine, eyleme gidip gitmeyeceğimi sorduktan sonra beraber gidebileceğimizi söyleyip kulenin paslı, giyotin penceresine başını yaslayarak Süleymaniye ile onun güzel bir fotoğrafını çekmemi isteyişine, mercan saçlarını yana yatırıp parmaklarını saçlarının arasında gezdirişine, aniden durgunlaşıp bana usulca dönüşüne, gözlerimin ta içine aşkla bakışına büyülendim. Deklanşöre basmadan makineyi aşağı indirdim ve alaçakır gözlerine yaklaşıp “En son ne zaman bakmıştık birbirimize böyle?” diye sordum.

    En son ne zaman bakmıştık birbirimize böyle? Hangi zaman öldürür ki sana olan aşkımı? Bak işte, karşımdasın yine yıllar önce olduğu gibi! Yanımda mısın yoksa? Duyuyor musun çocuk sesini? Ah, şu ne taraftan geldiği belli olmayan çocuk sesi! Hâlâ güneş vurunca saçlarına kıpır kıpır oluyor içim. Sen saçlarınla oynuyorsun neşeyle, ben ise buğday tarlasında ekinleri biçiyorum. Sen saçlarını toplayıp arkana savuruyorsun, ben ise buğdayları balyalayıp sırtıma alıyorum. Sen çekip gidiyorsun pervasızca, ben ise ağır buğday balyası sırtımda peşinden geliyorum. Senin üstüne sert bir güneş vuruyor, benim üstüme ise şiddetli bir yağmur yağıyor. Aynı yerdeyiz ama farklı mevsimlerde gibiyiz. Duyuyor musun çocuk sesini? Ah, şu ne taraftan geldiği belli olmayan çocuk sesi!

30 Nisan 2022- Van