NURİ BİLGE CEYLAN
NURİ BİLGE CEYLAN
Nuri Bilge üzerine konuşmayı çok severim. Gece gece ansızın aklıma onun hakkında bir şeyler yazmak geldi. Hiçbir araştırma yapmadan, hiçbir yerden alıntı yapmadan zihnimde bıraktığı izleri bir çırpıda yazmak istiyorum.
"Ben hep aynı filmi çekmek istiyorum." demişti bir mülakatında. Başardı mı, başarmadı mı bilinmez ama en azından diyebiliriz ki bu adamın bir felsefesi var. Nedir bu felsefe? Bu felsefe ilaç motoruyla rüzgar efekti yapmaktır, akrabandan oyuncu yaratmaktır, bir kuş tüyünü gönlümüzün içinde uçurmaktır, susmaktır yalnızca susmaktır. "Uzaklara bakıp sigara içiyorlar." sığlığıyla değil de "Göstermek değil gizlemektir." derinliğiyle anlamalıyız onu.
İnsanın azaltamadığı kendisiyle arasındaki mesafeyi, hep "uzak" kaldığı kendini usulca öyle güzel anlatıyor ki bize; ruhumuzdaki o zaafları, bencillikleri, hırsları, arzuları öyle güzel anlatıyor ki!.. Bazen yuvarlanan bir elma ile , bazen iki ayağımızın altındaki taptığımız eşya ile, bazen uzun tiratlar, bazen uçuşan tüyler ile öyle güzel resmediyor ki bizi, yalnızca arkamıza yaslanıp kendi halimize ağlamak kalıyor bize.
Bilge'nin gerçeği yakalama çabasına hayranım. Saatlerce süren kamera arkalarını sırf bu sebeple izliyorum. Tıpkı bir Tanrı gibi tüm set boyunca kullarına biçim veriyor, onların ruhlarının en derinlerine iniyor ve en sonunda içlerindeki tüm güzellikleri ortaya çıkarıp bize sunuyor.
2020- Sıradan Bir Gece


Nuri Bilge, bizlere ayna tuttukça başarısı kaim olacaktır.
YanıtlaSilKesinlikle.
Sil